Acı Meyvenin Tadı
- koprudergi0
- 27 May 2022
- 3 dakikada okunur
İnsan, dünya üzerinde binlerce senedir hüküm süren yeryüzünün halifesi. Doğada bulunan canlıların en zekisi ve en onurlusu. Allah (c.c) kelamına göre eşref-i mahlukat. Bu onun mahlukatlar arasındakilerin en şereflisi olduğunu gösterir. Bu görüş doğrudur da. Zira binlerce senedir hüküm sürme vakti, onca evrensel sıkıntılara karşı dik duruşu ve içinde bulunan sevgisi ile – eğer bir şeref tacı varsa – onu taşımayı hakediyor.
Ama bu ademoğlunun en büyük handikaplarından birisi onun zaman zaman kendine sınır koyamayışı ve bazı meselelerde ifrat – tefrit ‘e düşüşü. Bu her konuda yaşanabilen bir pozisyondur. Eğer insan kalbinde sevgi, merhamet ve şevkat yerine kibir ve ihtiras sözcükleri vuk ‘u bulursa ; bu onun felaketidir. ‘’Cehennem insan kalbinde sevginin bittiği yerdir.’’ Demiş Fyodor Dostoyevsky. Doğru söze şapka çıkarmaktan başka ne yapılabilir ki? Hem şeytanı da bu kibir ve ihtiras cennetten kovdurmamış mıydı? Irkçılık ‘da bu kibir ağacının meyvesi değil miydi? İşte bu kadar sorun – soru ve sıkıntının içinden insanların ne yazık ki pek azı kurtulur. Malcolm X ‘de onlardan biri.
Malcolm X Amerika ‘da doğmuş. Daha küçük bir çocuk sayılabilecek yaştayken babası radikal ırkçı kue – klux – klan üyeleri tarafından öldürülmüş. Zavallı anneciği yaşadığı onca stresli olaydan sonra akıl sağlığını yitirmiş ve akıl hastanesine kapatılmış ve Malcolm X ‘de devlet tarafından yetimhaneye gönderilmiştir.
Hayatının hemen her döneminde kibir ağacının acı tadını iliklerine kadar hisseden Malcolm , küçük yaşta bir çok suça karışmıştır. Bu büyüdüğünde kendi hayatını kuracak yaş ve aynı zamanda devletin kendini askere çağrışına kadar böyle devam etmiştir. Kendisinin ve ailesinin yaşadığı acı olayların hüznünü kendi içinde nefrete dönüştüren Malcolm , tüm suçu babasının katili – aynı zamanda ırkçılık adına öldürülen tüm siyahilerin katili – ve tüm bu yaşananların müsepbibi olarak gördüğü beyaz adamın üzerine atmıştır. Ve tüm bu nefret okadar güçlüdür ki askere gitmemek ve intikam uğruna çeşitli suçlar işleyip hapse düşecek kadar ileriye gider. Yaptığı ve Amerikan Anayasası hukukuna göre suç teşkil eden olaylar yüzünden hapse düşen Malcolm , hapiste kendini okumaya adamıştır. Okuduğu kitaplar sayesinde çeşitli fikirler ve ideolojiler sahibi olan Malcolm , hapishaneye ziyarete gelen ablası aracılığıyla Elijah Muhammed ‘i ve onun dini görüşüyle karşılaşır. Beyaz ırkın üstünlüğüne karşı siyah ırk üstünlüğüne ve Allahın yeryüzüne yeni bir peygamber göndermesine dayanan bu radikal islam örgüt , Malcolm ‘un dikkatini çekmiştir. Bu görüş hakkında çeşitli kitaplar okuyan ve araştıran Malcolm , bu görüşe hayatını vakfetmeye tam manasıyla hazır olur. Malcolm hapisten çıkar çıkmaz ablasının yanına taşınır ve bu islami örgüt adına çalışır. Zekası ve üstün hitabet yeteneği sayesinde çabucak örgüt içinde yükselir ve örgüt lideri olan Elijah Muhammed ‘in sağ kolu haline gelir. Zaman geçtikçe örgüt içinde çeşitli dedikodular baş gösterir. Bu dedikodular engellenemez hale gelince Malcolm örgütü ve ideallerini eleştirel olarak yeniden ele alır. Örgütten gittikçe kopar ve en sonunda ayrılır. Şimdiye kadar belirli bir fikre gönülden bağlı olan biri , bir anda o fikirle zıt düşüp yalnız kalmıştır. Fikri bunalımını hacca giderek atma kararı alır. Hacca gidince İslam ‘ın refahı ve huzuru ile tanışır. Orda diğer İslam kardeşleriyle aynı kaptan yiyerek ve tavaf ederek herkesin eşit olduğu kanaatine sahip olur. Ülkesine geri dönünce Sünni İslam ‘ı benimser. Ehl-i Sünnet hocalarla görüşmelerden sonra Sünni İslam ‘ı benimser. Ünlü Müslüman boksör Muhammed Ali ve Küba komünist devrim lideri Fidel Castro gibi önemli şahsiyetlerle buluşur ve onlara ebedi barış ve kardeşlik dini olan İslam ‘ı anlatır. Artık hareketi yerel bir hareket olmaktan çıkmış ve birçok kişi tarafından takip edilen fikir babası olmuştur. Fikirlerini ve hareketini takip eden yalnızca iyi yürekli kimseler değil çeşitli radikal ırkçı örgütler, FBI vb. istihbarat teşkilatları da takipçileri arasındadır.
O, korkmaz ve yılmaz bir özgürlük savaşçısıydı. Yanlış düşüncelerine son veren bir tövbekar sevgi ve merhamet dinine bağlı bir mümindi. Siyah üstünlüğü fikrinden tamamen sıyrılmış siyah ya da beyaz insan yerine iyi ya da kötü insan fikrine inanmıştır. İyiliği evrensel yapmayı ve kötülüğü yok etmeye inanmıştır. İslamdaki ‘’ Emr-i bil maruf ve neyhi anil münker ‘’ ; yani iyiliği emredip kötülükten sakınmak gibi. Yeni İslam hareketinin lideri olan Malcolm ilim ve irfan için dünyada ırkçılığı bitirmek için ve yeryüzünü aşkın yüzü yapmak için katıldığı bir konferansta tam konuşmaya başlayacağı sırada beyazlar tarafından siyah olduğu gerekçesiyle ırkçılığa uğramış, hakaretler yemiş ardından da otomatik silahlarla öldürülmüştür. İnandığı ideal uğrunda öldürülme onuru herkese nasip olmaz. O ( Malcolm X ) tıpkı Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali gibi inançları uğruna ölümü göze almıştır. Ve İslam şehidi olmuştur.
Irkçılık adı verilen bu acı meyve ihtiraz ve hırstan türemiştir. Zülfü Livaneline ait bir kitapta ‘’Harese’’ adı verilen bir bitkiden bahsedilir. Harese develerin çok sevdiği ama içideki dikenden dolayı hayvanın ağzını kanatan ve en sonunda eğer durdurulmazsa devenin kan kaybından ölümüne neden olan bir bitkidir. Denilir ki haresenin kök harfleri olan ( h-r-s ) harflerinden hırs ve ihtiraz kelimeleri türemiştir. Irkçılık da ihtirastan türediğine göre insanlığın haresesidir, insanlığı yok eden dikenli bitkidir.
Harese otunu yemeyi bırakan ve sevgi dini olan İslam ‘a, muhabbetten var
edilen Muhammed ‘e tabii olan bir insanlık olması dileğiyle…
Mehmet Emirhan Özçelik
11/K 587









Yorumlar