top of page

CEMRE

Güncelleme tarihi: 14 Ara 2022

Beyaz duvarlar, beyaz şavk, biraz insan ve küçük sesler var. Teyzesinin omzuna başını koymuş öbür tarafında da halası var küçük kızın. Annesi için apar topar evden çıkılmış. Doğum tarihini yarın vermişler ama kadıncağızın sancısı şimdi geldiğinden dolayı buradalar.

Herkeste tatlı bir telaş ama küçük kız içinde hissettiği şeye anlam veremiyor, biraz tuhaf. Daha önce tatmamış bu duyguyu. Akrabaların ‘’Pabucun dama atılacak.’’ Tarzı latifelerinden etkilenmiş olsa gerek.

Onlar kendi aralarında konuşurken küçük kıza bir rehavet çökmüştü. Göz kapaklarını iten uykuya direniyorken hemşirenin haber getirmesiyle kalktılar. Diğer bloğa ilerlediler. Annesini ameliyata alacaklarmış. Çok geçmeden karşıda sedyeyle görüldüler. Solmuş benziyle hafif gülümsedi kadın. Herkes içinden dualarını geçirdi. Sonra halası küçüğün yanağından makas alıp ‘’Nasıl hissediyorsun fıstık?’’ dedi. ‘’Fena değil.’’ diye yanıt verince ufak kahkaha koptu ve beklemeye devam ettiler.

Kırk-kırk beş dakika sonunda annesini odasına çıkardılar. Geçmiş olsun ve hüsnü dileklerini iletiyorlardı. Küçük kız da annesinin yanağına bir buse kondurdu. Ardından annesinin kumral saçlarından al bandanayı geçirdiler.

Çok bekletmeden bebeği getirdiler. Tüm odak oraya yöneldi. Maşallah pek de tatlı. Bak kardeşine, herkes bebeği seviyor küçükte öyle. O pudralı bebek kokusunu içine çekti. İşaret parmağıyla fındık burnuna ve ağzına dokundu. Kahvelerine ve upuzun kirpiklerine baktı.

Günler sonra eve geldiler. Girişteki boncuklu kapı perdesine dokundu. Mavi çoraplarıyla çiçekli kilimde izler bıraktı. Ardından odasına geçti. İlk işi komodindeki bebeklerini almak oldu. Sonra oyuncak sepetini döktü ve evciliğe daldı. Bunlardan sıkılınca oturma odasına kuruldu.

Ömer ile uğraşıyorlardı. Sevmesiydi, sancısıydı, sütüydü derken vakit geçiyor. Cemre ise ne kadar kabul etmek istemese bile onu kıskanıyordu. Özünde kardeşini sevse bile gitgide bu his onu ele geçiriyordu.

Küçük kız yer yer anne babasına alıngan ve tavır almış gibiydi. Onlar bu durumdan muzdariptiler. İlgilerini hiçbir zaman esirgememişlerdi, yapacakları da bir şey yoktu.

Bir gün anneanneleri onlara gelmişti. Kaşları hafif çatık, kollarını birbirine geçirmiş otururken aklına bir fikir geldi. Onlar da kalacaktı. Özlenmek istiyordu. Dikkat çekmek ve uzaklaşmak da.

Annesiyle babası ‘’O yarın geri gelmek ister.’’ diye düşündüler. Sonra kalktılar. Eve geldiklerinde dedesi küçük kızı dizine oturttu ve konuşmaya başladılar. Küçük kız içinde onlara ne kadar sitemkâr olsa da bunu pek dile getirmedi.

Sonra serilmiş yatağına gitti. Upuzun sırma saçlarının örgüsünü açtı. Kelebekli pembe tokasını baş ucuna koydu. Çizgili battaniyesini kafasına kadar çekti ve tatlı uykusuna daldı.

Sabah anneannesiyle annesi konuşuyordu. Telefonu istedi ama kız tavrını koymuştu. Resmini karalamaya devam etti. Konuştuktan sonra anneannesi küçük kızı ‘’Kuzum anneni babanı özlemedin mi?’’ dedi. Cemre yüzünü ekşiterek başının iki yana salladı. Kızgındı onlara. Evcilik oynamayıp, resim çizerek vakit geçiriyordu. Sıkılırsa balkona çıkıyor, etrafı süzüyor, karşıda apartmanlar var tam ortada bir bakkal. Günde en az bir kere buraya uğrardı. Üç, dört günü böyle geçti. Bu süre içinde annesi babası ekseriyetle onunla konuşmak istedi. O ise keçi gibi diretiyordu. En sonunda inadı kırıldı ve annesiyle konuştu.

O gün çok sıkıldığını fark etti ve parka gitmek istedi. Dedesiyle parka gittiler. Kışın sonlarına gelindiğinden hava biraz serin; pırıl pırıl yalancı güneş, bulutlar pare pareydi. Oradaki akranlarıyla oyunlar oynayıp arkadaş oldu. Oradan oraya koşuşturarak terledi. Eve gelince de kaşla göz arasında buz gibi suyu lıkır lıkır içti. Sonra yemek yendi ve yine her zamanki şeyler.

Ertesi gün şifayı kapmıştı. Belliydi böyle olacağı. Onun yapısı hassastı zaten. Hasta olmaya pek meyilliydi. Hastaneye gidelim dediler. Anne babasını da aradılar. Onları arayınca eve döneceğini düşündü. ‘’Ben iyiyim çok iyiyim.’’ demeye başladı ama ahvali belliydi.

Yanakları al al olmuş, boğazında bir düğüm varmış gibi. Hastaneye gidildi. İlaçları aldı ve tüm gün dinlendi.

Sonraki sabah haber vermeden babası geldi. Elinde bir sürü uçan balonla dikildi. Kapıda sohbet edildi biraz. Sonra vedalaştılar. Küçük kızın tavrı değişmemişti pek. Hiç gidesi de yoktu. Babası bir elinde balonlar diğer koluyla da kızını kavrayıp omuzuna attı. Arabaya bindirdi. Küçük, arabaya bir tekme savurdu. Oflaya puflaya eve gitti. Eve geldiklerinde üçü sarıldı. Cemrenin gözleri hafif buğuluydu ama onu güldürmek çok zor olmadı.


GÜLER SAKCA


Son Yazılar

Hepsini Gör
GÜNAHKAR

Günahkar Kış bitirecek bizi.  İnce belli çay bardağını aldı ve kısa bir yudum aldı. Bardağı bıraktıktan sonra elini aralarına beyazlar...

 
 
 
PEYGAMBER DEVESİ

PEYGAMBER DEVESİ Son zamanlarda hep uzaklara bakıyorum. Ayrıntıların silikleştiği yerlere. Bir şehrin veremediği aitlik duygusuna...

 
 
 

Yorumlar


Köprü; kültür, sanat, edebiyat dergisi, Adana\Yüreğir Toki Köprülü Anadolu Lisesi öğrencileri tarafından hazırlanmaktadır.

bottom of page