“CURCUNA” EKİBİ İLE RÖPORTAJ (TOKAL THEATER CLUB)
- koprudergi0
- 4 Ara 2023
- 4 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 6 Ara 2023

Muhabir 1:Değerli hocalarım ve arkadaşlarım sizleri aramızda görmek bizim için bir mutluluk. Tiyatro kulübümüzü daha yakından tanımak isteriz. Umarım röportajımızdan keyif alırsınız. İşte ilk sorumuz geliyor.
Muhabir1 : Neden tiyatroda görev almak istediniz?
Rukiye: Çünkü içimdeki duyguları dışarıya yansıtmanın en güzel halinin tiyatro olduğunu düşünüyorum ve benim için bir hobiydi arkadaşlarım için de öyle olduğunu düşünüyorum.
Nevzat: Bazı düşünceleri duyguları fikirleri belirtmek için sadece kelimeler yetmiyor bazen bunlar için sahneye çıkıp bir role bürünüp o rol üzerinden anlatman gerekiyor bende bu fırsatı kaçırmak istemedim ve sahnede kendimi daha rahat hissediyorum farklı bir insana bürünmek ayrıca ben takım oyununu çok severim insanlar ile etkileşimde bulunup bir iş için emek vermek güzel bu yüzden tiyatro.
Muhabir 2: Tiyatronun size ifade ettiği şey?
Rukiye: Tiyatro bence hayal dünyamızda yaşadığımız şeylerin yansıması
Yani iç dünyamızda kurduğumuz dünyanın dışarıya bir şekilde atmaya çalışmamız normalde dışarıya atamadıklarımızı sahnede atmaya çalışmamız.
Soner Öcal: Tiyatro insanın kaygılarını neşesini duygu düşüncesini karşı tarafa çok etkili bir şekilde anlatmak ondan dolayı da etkili bir sanat olduğunu düşünüyorum.
Volkan Çiçek: İnsanı insan yapan şeyin aslında sağ duyu ve empati olduğuna inanıyorum. insanın sağ duyu ve empati kazanabilmesi için başka taraftan dünyaya bakması gerekiyor.Dünyaya başka gözlerle bakmak yaşadığımız pencerenin dışına çıkabilmek başka bir gözle tekrar dünyaya bakabilmek çok önemli . dolayısıyla bence tiyatro aslında insana bu olanağı sağlayan en önemli tür.
Nevzat: Benim diğer hayatım içimdeki hayatım yani diğer insanların bilmediği sadece sahnede ortaya çıkan hayatım .
Muhabir 1: Örnek aldığınız tiyatrocu kim?
Soner Öcal: Ben tiyatroda özellikle yerli sanatçıları takip ediyorum eski oyunculardan vefat etmiş ama Sadri Alaşık benim için örnek aldığım kişi diyebilirim .
Nevzat: Benim için Soner ve Volkan hocam diyeceğim.
Muhabir 2: En çok oynamak istediğiniz karakter ?
Rukiye: Ben kötü karakteri oynamak isterdim çünkü kötü karakter her zaman daha akılda kalıcıdır.
Nevzat: Ben karakter arasında ayrım yapmam ama sahnede gerçekten insanlara kendini daha iyi hissettiren ve ne kadar uzun kalabilen bir karakter olduğuna bakarım sahnede ne kadar iz bırakabilen bir karakter olduğuna bakarım. O yüzden net bir cevap veremem ama seçmek zorundaysam kötü karakteri seçerdim.
Muhabir 2: Favori tiyatro oyununuz var mı? Varsa ne?
Soner Öcal: En son Kerem Alışık oynadı “Esaretin Bedeli” tek kelime ile hayran kaldım tek kişilik bir oyun ama unutamayacağım bir oyun.
Volkan Çiçek: Çok kısıtlanınca zorlanan bir adamım. çok var. Tek seçenek benim için gerçekten zor yani tek isim söylemekte zorlanıyorum. Etkilendiğin tiyatro her çiçekten bal almaya benzer şimdi . Bunu tek bir oyun üzerinden açıklamam açıkçası benim tiyatroya bakış açım için uygun değil.O yüzden her izlediğim tiyatrodan aldığım zevk ya da bende bıraktığı etki farklı. dolayısıyla bir çok tiyatro oyunu benim için ilham kaynağı olmuştur.Tekbir tiyatro oyunu söylemeye kalbim el vermiyor o yüzden yok cevabı.
Rukiye : Bende Volkan hocaya katılıyorum bu konuda.
Muhabir 1: Seçim yapar mısınız yoksa ayırt etmeden verilen rolü oynar mısınız?
Rukiye:Yani ben oynarım her şeyi.
Nevzat: Başta ne kadar alışma sorunu çeksemde ben de her karakteri oynarım.
Muhabir 2: Tiyatroya nasıl ilgi duydunuz?
Rukiye: Ben oyunculuğu seviyorum sahnede olmak eğlenceli geliyor o yüzden tiyatroya başladım.
Nevzat: Rol yapmayı farklı bir karaktere bürünmeyi seviyorum zaten bunu küçük yaşlardan beri istiyordum.Soner hocamla tanıştığım zamanda baya iyi anlattı ve anlattığı gibi çıktı pişman değilim onun sayesinde diyelim.
Muhabir 1: Kaç yıldır tiyatro ile ilgileniyorsunuz?
Soner Öcal: Meslekte 18. Yılım ve 18 yıldır ilgileniyorum ilk atandığım yıl bir köy okuluydu hiç unutamıyorum öğrencilerim 23 Nisana yönelik tiyatro talep etmesi ile başladı öğrencilerdeki mutluluk gözlerindeki ışık beni tiyatronun içine çekti.
Volkan Çiçek: Yaklaşık 20 yıldır aktif olarak tiyatronun içindeyim hem oynama hem eğitim bölümünde varım çünkü hem oynamayı seviyorum hem yönetmek keyif veriyor bana. Bugüne kadar bulunduğum pek çok yerde çalışma yaptım.Edebiyat öğretmenliğini sadece ders anlatmak olarak görmüyorum ya da bilgi vermek olarak görmüyorum. İnsanın gerçekten sosyal anlamda gelişebilmesi için tiyatro çok önemli bir kapı. Bu kapıdan girebilmek,kapının farkına varabilmek ve orada gerçekten bir şeyler yapabilmek mutluluk verici.BenArdahan’dayken Doğu Anadolu da tiyatroyu hiç görmemiş öğrencilerle işe başladım.O zamanlar benim için özeldi.Onları tiyatro ile tanıştırmak. Çünkü şartlar çok kötü ve inanılmaz içe kapanık bir yerdi. Yatılı bir okulda bazen geceleri bile tiyatro oynardık. Hatta yarışmalara falan katıldık. İl 2.si olmuştuk. O ekipten bir öğrencim kendisi bir oyun yazdı ve onun yazdığı oyunu oynadık ve o kadar güzel tepkiler oldu ki yani çok keyif aldım.
Muhabir 1: Kaç oyunda görev aldınız?
Volkan Çiçek: Ben saymadım ama pek çok oyunda rol aldım bazen oynadım bazen yönettim ama en çok hoşuma giden milli ve manevi değerleri kazandıran oyunlar olmuştur.
Soner Öcal: Ben de sayı gözüyle bakmıyorum ona verdiğimiz emek aldığımız alkış bunları ben emek olarak görüyorum özellikle yönetme aşamasında oyunculuğun bir tık daha zevk verdiğini hissediyorum.
Muhabir 2: Bir dilek hakkınız olsa ne dilerdiniz?
Volkan Çiçek: İlk aklıma gelen insan olmak ama gerçekten insan olmak dilerdim.Gerçekten samimi olmayı ve gerçekten hayata bağlanmayı kitap okumaya borçluyum sıradan sıkıcı her öğretmenin söylediği çok önemsiz bir cevap gibi gelebilir ama bazen bütün sırlar basitliktedir en büyük dileğim bütün insanların gerçek anlamda doğru kitap okuması ve okuduğu kitaba göre şekillenebilen ve ruh dünyasını genişletebilen bir insan haline dönüşebilen insanlar görmek benim en büyük temennim.
Soner Öcal: Tüm insanlık adına konuşuyorum hayatını geleceğini eğitimle sanatla düşünceyle yönlendiren teknolojiye ayak uyduran mutlu insanların olduğu bir dünya diliyorum.
Rukiye: Sadece bir şeyleri yapmak için çabalıyorum sanırım sonucunu istediğim gibi almak isterdim.
Nevzat: Şuanki hayatımda bütün zevkleri yaşabilmek isterdim en iyi şekilde.
Muhabir 2: Hayat mottonuz nedir?
Rukiye: Bu aralar anı yakalamak. Anın kendisi ol
Soner Öcal: Şuan için hoşgörü..
Volkan Çiçek: Mazide olan atidir.Yani dünyayı bir ağaç olarak düşünürsek bir ağacın gerçek anlamda varlığını sürdürebilmesi köklerinin sağlam olmasına ve kendi kökünden beslenmesine bağlı yani kendini kendi kültürü ile yoğurmayan insanın meyve vermesi gelişmesi mümkün değil. Yani mottom yaşadığım milletin kökenlerine sıkı sarılmak.
Nevzat: Doğru zaman doğru yer ve doğru kişi benim için en önemlisi.
Muhabir 1: Takımınızın sloganı var mı?
Volkan Çiçek: Grubun adı aynı zamanda sloganımız dolayısıyla “curcuna” sloganımız.
Muhabir 2: Grubun ismi neden “curcuna” ?
Soner Öcal: “Curcuna” karışık eğlenceli durum demek. 10 yıl önce isim ararken Atakan Şahin, Sinem Esenköylü ve Görkem Biçer’in ortak kararı ile “curcuna” ismini koyduk ve bu isim önümüzü açtı.
Muhabir 2: Röportajımıza katıldığınız için hepinize teşekkür ederiz, bizim için harika bir deneyim oldu.
Tiyatro Kulübü Öğretmenleri: Soner Öcal & Volkan Çiçek
Tiyatro Kulübü Üyeleri: Nevzat Efe Atila& Rukiye S.Bozgüney
Muhabirler: Doğa Eylül Bozatik & Ece Özdemir







Yorumlar